Ülkemizde birçok gencin beklediği bedelli askerlik uygulaması, birçok avantajıyla birlikte yerini almaya devam ederken, bu süreçle ilgili kıdem tazminatı alınıp alınamayacağı konusu da gündemdeki yerini koruyor. 2023 yılı itibarıyla, bedelli askerlik yapanların çalışma hayatındaki yeri ve hakları üzerine çeşitli tartışmalar sürmekte. Bu kapsamda, Yargıtay'ın verdiği emsal niteliğinde bir karar, bedelli askerlik yapan çalışanların kıdem tazminatı alabilmeleri hususunda önemli bir yol gösterici olarak öne çıkıyor.
Bedelli askerlik, belirli bir ödeme karşılığında askerlik hizmetinin yerine getirildiği bir uygulamadır. Türkiye'de bu uygulama, yıllar içinde farklı dönemlerde yürürlüğe girmiştir ve özellikle yoğun bir talep görmüştür. Bedelli askerlik hizmetini tercih edenler, belirlenen süre zarfında askerlik görevlerinden feragat etmiş sayılmakta, ancak bu durum çalışma hayatında bazı hak kayıplarına da neden olabilmektedir.
Kıdem tazminatı ise, işçi ve işveren arasındaki çalışma ilişkisinin sona ermesi durumunda, işçi tarafından talep edilebilen bir tazminat türüdür. İşveren, çalışanının işine son verdiği veya çalışanının kendi iradesiyle işten ayrılması durumunda kıdem tazminatı ödemekle yükümlüdür. Kıdem tazminatı alma hakkı, çalışanın işte geçtiği süreye ve işten ayrılma nedenine göre değişiklik göstermektedir. İşte bu noktada bedelli askerlik yapmış olan kişilerin durumu, iş hukuku açısından tartışmalara yol açmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde istinaf mahkemesinden gelen bir karar, bedelli askerlik yapan çalışanların kıdem tazminatı alma hakkı konusunda önemli bir emsal niteliği taşıyor. Mahkeme, bedelli askerlik döneminde çalışanların haklarının ihlal edilmemesi gerektiğine dikkat çekerek, bu süre içinde çalışanların da kıdem tazminatı alma hakkına sahip olduklarına hükmetti. Bu karar, bedelli askerlik uygulamasının yalnızca askeri hizmetle sınırlı olmadığı; aynı zamanda, çalışanların sosyal güvenceleri ve hakları açısından da önem taşıdığına vurgu yapmakta.
Mahkeme, bedelli askerlik hizmetinin, her ne kadar askeri bir zorunluluk olmasına rağmen, kişinin iş gücünü ve geçim kaynağını etkileyeceğine dikkat çekerek, çalışanın işyerinde geçirdiği süre ile ilişkili olan kıdem tazminatı hakkının saklı tutulması gerektiğini ifade etti. Bu bağlamda, bedelli askerlik yapanların kıdem tazminatı alabileceklerini gösteren bir yol haritası sağladı. Böylece, bedelli askerlik yapan bireyler, kariyerlerini sürdürürken aynı zamanda sosyal güvence ve haklarından da faydalanabilecekleri bir süreçte bulunduklarını bilmiş oldular.
Bu karar, yalnızca mevcut durumu açıklamakla kalmayıp, Türkiye'de bedelli askerlik uygulamasının hukuki açıdan da ne denli önemli bir yere sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Birçok çalışan, bu gelişmeyle birlikte şimdiye dek belirsiz kalan haklarını talep etme konusunda daha cesur adımlar atabilecekler. Ayrıca, bu durum, işverenlerin de bedelli askerlik sürecinde çalışanlarıyla daha dikkatli ve duyarlı bir şekilde hareket etmelerini zorunlu kılmakta. Çalışanların haklarıyla ilgili konularda daha fazla bilinçlenmesine ve hukuki süreçlerin daha sağlıklı ilerlemesine zemin hazırlayan bu emsal karar, iş dünyasında önemli bir etki yaratabilir.
Buna ek olarak, bedelli askerlik uygulaması, genellikle sosyal medyada ve kamuoyunda yoğun olarak tartışılan bir konu olması nedeniyle, bu tür yasaların gerekliliği ve çalışan haklarının korunması üzerindeki etkisini de gözler önüne seriyor. Yargıtay ve istinaf mahkemeleri gibi hukuki mercilerin bu tür kararlar almaları, iş güvenceleri ve çalışan hakları konusundaki duyarlılığı artırmakta, bunun sonucunda da işverenlerle çalışanlar arasındaki ilişkilerin daha sağlıklı bir zeminde ilerlemesine katkı sunmaktadır.
Sonuç olarak, bedelli askerlik hizmetinin kıdem tazminatı gibi önemli bir hak üzerindeki etkisine dair çıkarılan bu emsal karar, hem çalışanlar hem de işverenler açısından dikkatle incelenmesi gereken bir konudur. Çalışanların, sahip oldukları hakları fark etmeleri ve bu noktada adım atmaları, gelecekte daha adil bir çalışma ortamının oluşmasına zemin hazırlayacaktır. İşverenlerin de, bedelli askerlik gibi kamusal ve hukuki bir durum karşısında iş güvencesi ve çalışan haklarına karşı daha dikkatli olmaları, iş yerlerinde huzurlu bir ortam sağlanmasının yanı sıra, genel iş kayıplarını da önleyebilir.