Antalya, 25 Ekim 2023 tarihinde, tam anlamıyla bir felakete sahne oldu. Sadece 45 dakika süren dolu yağışı, kentin dört bir yanında büyük yıkıma yol açtı. Yerel halk, aniden bastıran doluyla neye uğradığını şaşırdı. İş yerleri, arabalar, tarım alanları ve sokaklar, dolunun bıraktığı tahribatla adeta savaş alanına döndü. Dolunun ardından, birçok vatandaş gözyaşlarıyla yaşadıklarını anlattı. İşte bu korkunç anların detayları ve sonuçları...
Dolunun ilk damlaları düştüğünde, birçok kişi hayatının şokunu yaşadı. Güneşli bir günün ortasında aniden bastıran bu fırtına, antalyalıları hazırlıksız yakaladı. Dışarıda olanlar, hemen en yakın kapalı alanlara sığınmaya çalıştı. Bazı vatandaşlar, o anı “Hayatımın en korkunç anlarıydı” şeklinde tarif etti. Dolu cebren sokakları etkisi altına alırken, yağmurdan kaçarken birçok kişi yaralanma tehlikesi yaşadı.
Gözyaşları içinde anlatan bir kadın, “Hiç beklemediğimiz bir durumdu. Çocuklarım ve ben sadece evimize dönmek istedik ama yolda dolu yağmaya başladı. Dükkanlarımıza ve arabalarımıza ciddi hasar verdi” diyerek yaşadığı paniği aktardı. Diğer bir vatandaş ise, “Gözlerimin önünde benim için değerli olan her şey yok oldu” sözleriyle hasar gören iş yerinin durumunu anlattı. Üstelik dolunun oluşturduğu buz parçaları, yerle temas ettiğinde fırtına gibi etkili bir moloz haline geldi ve insanlara zarar verme potansiyeli taşıdı.
Bu tür doğal afetler, genellikle iklim değişikliğiyle ilişkilendirilirken, Antalya’daki dolu felaketi de bu durumu yeniden gözler önüne serdi. Yerel yönetimler ve afetle ilgili birimlerin, bu tür olaylara hazırlıklı olmaları gerektiği bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Uzmanlar, bu olayların sıklığının artabileceğini ve şehirlerin bu tür doğal olaylara karşı daha dayanıklı hale gelmesi gerektiğini vurguladı. Alınacak dersler arasında; altyapı yenilemeleri, erken uyarı sistemleri ve halkın bilgilendirilmesi gibi konular öne çıkıyor.
Antalya'nın bu dramatik dolu felaketine karşı tepki veren yerel yönetim, hasar tespit çalışmalarına hız kazandırdı. Gelecek günlerde zarar gören bölgelerde yardım kampanyaları düzenleneceği de belirtiliyor. Bununla birlikte, Antalya'daki vatandaşların dayanışma içinde olmaları, bu zor süreçte önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.
Kısacası, Antalya'daki 45 dakikalık dolu felaketi, sadece bir doğa olayı değil, aynı zamanda sosyal dayanışmanın ve toplumun nasıl zor zamanlarda bir araya geldiğinin de bir kanıtı oldu. Bu olayın ardından, şehrin gelecekte karşılaşabileceği benzer felaketlere karşı daha hazırlıklı olabilmesi için gereken adımların atılması kaçınılmaz görünüyor. Dolayısıyla, hem halk hem de yönetim, bu tür durumlara karşı daha dikkatli olmalı ve öngörülü davranmalıdır.