Son dönemde dünya genelinde Covid-19 pandemisinin etkileri hala hissedilirken, ABD'de önemli bir hukuk kararı alındı. Bir federal mahkeme, Çin’in Covid-19 malzemelerini istiflemek suretiyle haksız kazanç elde ettiğine hükmederek, Pekin yönetimini tazminat ödemeye mahkum etti. Bu karar, yalnızca iki ülke arasında diplomatik ilişkileri değil, aynı zamanda küresel sağlık politikalarını da etkileyebilir. Peki, bu hukuki süreç nasıl gelişti? Çin'in istifleme eyleminin ardındaki sebepler nelerdir ve bu durumun uluslararası ilişkiler üzerindeki olası etkileri neler olabilir?
Covid-19 pandemisi başladığında, dünya genelinde sağlık malzemelerine olan talep patladı. Maske, solunum cihazı, hijyen ürünleri ve çeşitli ilaçların tedarikinde sıkıntılar yaşandı. ABD, bu dönemde birçok ülkenin malzeme istiflediği ve kendi vatandaşlarının sağlığını korumak adına yeterli tedbiri almadığı iddialarıyla sorumluluk sahiplerini hedef aldı. Mahkeme, Çin'in dünya genelinde bulunan önemli sağlık malzemelerini önceden toplayarak, pandeminin etkilerini ağırlaştırdığını ve diğer ülkelerin bu ürünlere ulaşmasını zorlaştırdığını tespit etti. Böylece, sağlık malzemelerinin istiflenmesi, hem ekonomik hem de etik açıdan büyük bir sorun haline geldi.
Hukukçular ve diplomatlar, bu tazminat kararının büyük bir precedent oluşturabileceği görüşünde birleşiyor. Zira, benzer hukuk davaları Çin ve diğer ülkeler arasında gerginliğin artmasına neden olabilir. ABD'nin bu hamlesi, diğer ülkeleri de aynı yolu izlemeye yöneltebilir, hatta bazı ülkelerin Çin'e karşı hukuki adımlar atması teşvik edilebilir. Tazminat miktarının yüksekliği, Çin’in uluslararası prestijine de zarar veriyor. Bu durum, pandemi sonrası dönemde dünya sağlık düzenini yeniden şekillendirme potansiyeline sahip.
Öte yandan, Çin hükümeti bu kararı kesin bir şekilde reddetti ve konuyla ilgili açıklama yaptı. Yetkililer, ABD’nin bu kararı siyasi bir oyun olarak değerlendirdiğini ve sichan vakıflarının yanlış bilgilerine dayandığını ima etti. Ülke, mahkemelerin bağımsızlığını savunmakla birlikte, bu kararın politik bir niyet taşıdığını iddia etti. Özellikle, Covid-19’un kökenleri ve uluslararası sağlık müdahalesi konularında devam eden tartışmalar, bu yeni karar üzerinden daha da derinleşecek gibi görünüyor.
Sonuç olarak, ABD mahkemesinin bu kararı, yalnızca Çin ile olan ilişkileri değil, dünya genelinde sağlık politikalarının yeniden gözden geçirilmesine de yol açabilir. Uluslararası hukuk, devletlerin birbirleriyle olan ilişkilerindeki adalet anlayışını belirlemede büyük bir rol oynuyor. Dolayısıyla, zaten hassas olan bu ilişkilerin nasıl gelişeceği ve diğer ülkelerin bu duruma nasıl tepki vereceği merakla bekleniyor.